Nasreddin Hocanın oğlu baba eşşiğimiz yaşlandı , götürüp satalım genç bir eşşek alalım demiş , karar vermişler sabah pazara götürüp eşeği satacaklarmı.
Bir gün sonra sabah Nasreddin Hoca almış oğlunu da yanına, eşek önde hoca ve oğlu arkada pazarın yolunu tutmuşlar.
Yolda köylülerden birine rastlamışlar.
" Hocam hocam ! eşeği görücüye mi çıkardınız, eşek önde gelinlik kız gibi sizler arkada demiş,
Hoca bakmış köylü haklı , oğlunu bindirmiş eşeğe devam etmişler
Başka bir Köylü söylenmiş yüksek sesle:
“Ne günlere kaldık! Yaşlı Babası yürüyor, oğlu eşeğe binmiş keyif sürüyor.”
Bunun üzerine Hoca çocuğu indirmiş, kendi binmiş eşeğe ve tekrar yola koyulmuşlar.
Kasabaya yaklaşırlarken, Çeşme başındaki kadınlar kaşlarını çatarak:
“Ne zalim adam, çocuğu yürütüyor, kendi eşek sırtında göbeğini büyütüyor.” demiş.
Nasreddin Hoca bu sefer çocuğu da bindirmiş eşeğe ve düşmüş yine yola.
Biraz ilerlemişler ki, bu sefer köyün imamı eşeğin sırtında iki kişi görünce:
“İnsafsızlık bu!”Sizde hiçmi acıma duygusu yok , Yaşlı bir eşeğe iki koca adam binilir mi demiş.
Hoca şaşmış bu olanlara.
İkisi de inmiş eşekten ve başlamışlar eşekle birlikte kasabaya doğru yürümeye..
Tam kasabaya girmişler ki, bir adam şaşkınlıkla:
“Yahu merkep boş gider mi?” demiş.
Nasreddin Hoca kaşlarını çatıp sonunda oğluyla beraber sırtlanmış eşeği!
Yani Özetle demem odur ki Ramazan bey kardeşim, Dış Ticaret, Uluslararası Ticaret veya siz nasıl isimlendirmek isterseniz, Bir denizdir, İhracat, ithalat, Lojistik, aracılık, kambiyo....vb herpsi başlı başına uzmanlık ister. Olaya nerden bakarsanız bakın herkes kendi bildiği yönde yönlendirebilir sizi, asıl olan sizin istekleriniz ve başarılı olmak istediğiniz veya olabileceğinize inandığınız yolda yürümenizdir.
Başarılar dilerim.
Saygı ve Sevgilerimle,
Mehmet